SAMET POLAT
Türk Masa Tenisi'nin gelecekteki umudu....
Türk Masa Tenisi'nin gelecekteki umudu....
Herkese selamlar. Yeni yazımla karşınızdayım
Bu yazıda Milli takımızda başarılı bir grafik çizen, hatta 2 Avrupa 3.lüğü elde eden, Japonlardan 2014 yılında aldığımız tek galibiyetin sahibi, Yalova’nın genç, çalışkan ve mütevazi genci İbrahim Gündüz’den bahsetmek istiyorum.
Onun özelinde de, aile – antrenör – sporcu üçgeninden dem vurmak lazım tabi ki (maalesef Kırklareli’de özellikle babamın çalıştırdığı ekiplerde başarılı olsak ta bundan oldukça yoksunduk). İyi bir sporcu yetiştirmenin neler gerektirdiğini yakinen bilen birisi olarak, bu üçgenin özellikle uzun vadeli bir başarı için farz olduğunu belirtmeden olmaz. Nitekim, İbrahim için de durumlar böyle. Başladığı günden bu yana antremanları, kampları, turnuvaları, kısacası hayatı bu işe odaklanmış bir yıldızımız olan İbrahim’in bu yolda yürümesinde ailesinin payı çok büyük.
İnsanların geleceğine yön vermesi ta küçük yaşlarından başlar . Bu noktada ailesi arkasında durarak, onu kaybettiği zamanlarda destekleyip, büyük zaferler aldığında duyduğu gururu ona hissettirmekte ve ikizi Ziver de sahada onu yalnız bırakmamakta. Ayrıca sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla babasıyla da çok güzel bir iletişime sahip ki babasının dışında, yakın akrabaları da elinden geleni yapmakta, örneğin, amcası İlhami BAŞKAN, hem İbrahim’e hem de Ziver’e , eğer Dünya derecesi yaparlarsa, Yalova’nın en güzel projelerinden biri olan Royal Blue’dan daire hediye edeceğini dile getirmiş durumda. Dolayısıyla, profesyonel bir açıdan spora bakmakta, bu işe kanalize olma noktasında sıkıntı çekmemekte.
Antrenörü, Bayram Ali abim ise yakından tanıdığım, disiplinden taviz vermeyen, oyuncularının gelişimi için oldukça fazla kafa yoran ve yurtdışı kampları vb. organizasyonlarla oyuncularının seviyelerini üste çekmeye çalışan, bence ülkemizde Çinli antrenöre gerek duymamamızı sağlayacak kadar kaliteli ve çalışkan bir antrenörümüz. Kadri abimiz de ekibin önemli bir parçası, çalışmalarda, maçlarda, minik takımlardaki çocukların antremanları ve gelişimleri noktasında yaptığı çok önemli katkıları var ve çocukların da kendisine çok büyük bir saygısı var. Ülkemiz için çok büyük değerler olan bu antrenörlerimizin yaşlarının genç olması da çok büyük bir artı, kendilerini daha da fazla geliştirme yolunda gelecekleri çok açık. İbrahim’in bu isimlerle çalışma şansı bulması da bu noktada çok önemli.
Yalova ili de bu iş için oldukça güzel bir şehir. Konum olarak İstanbul, Ankara, Bursa, Sakarya, Kocaeli gibi şehirlere birkaç saatlik mesafede olan ve güzel bir doğaya sahip Yalova’da, başarısına her geçen gün başarı katan bu ekibe kayıtsız kalmayan yetkili birimler (Belediye olsun, G.S.İ.M olsun, Bahçeşehir Koleji olsun) sporculara da elinden gelen desteği vermekte. Geçen seneki Yıldız ve Genç Erkek Milli Takım kampında da buna tanık olmuştuk.
Ve bu şartların hazır olduğu ortamda, en uzun süren, en zorlu süreç, sporcunun yetişmesi. Sporcunun bu noktada yapması gereken şey ise çok çalışmak. Ancak, bu iş öyle çok ta kolay bir şey değil. Vaktinizin hemen hemen tamamını, birçok farklı çalışmayla ve çok yoğun antremanlarla bu işe adamak bile başlı başına bir mesele, hele ki genç yaşlarda. Ancak, özellikle İbrahim bu konuda üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor. Hafta sonları, okuldan arta kalan vakitleri, yaz tatili, ara tatil gibi yaşıtlarının dinlenerek geçirdiği vakti o salonda çalışarak geçiriyor.
Bir sporcu için Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonlukları, dereceleri en büyük hedeftir. Bu noktada ülkemizi Çinli devşirme sporculara ihtiyaç duymadan, kendi yeteneklerimizle başarıya gideceğimize dair umutlarımızı güçlendiren İbrahim’in bu tempoya ara vermeden devam etmesi gerektiğini belirtmeden de geçmemek lazım, kendisi de eminim ki kat etmesi gereken bu uzun yolun farkında ve o yolda mümkün olduğu kadar hızlı ve istikrarlı ilerlemek istiyor.
Bedenen, zihnen ve ruhen insanı yoran, bazen bıktıran bu süreçten başarıyla çıkmak herkesin harcı değil, hele ki ülkemizde. Özellikle bu yüzden İbrahim’e bu güne kadarki başarıları için teşekkür ediyorum ve Japon rakibine karşı aldığı galibiyetin basit bir galibiyet olmadığını, İbrahim’in profesyonel bir sporcu olma yolunda büyük bir başarıyla ilerlediğinin altını çizmek istiyorum. Başarı bazı kişiler için podyum ya da madalya demek olabilir, ancak özünde çok daha fazlasıdır…