SAMET POLAT
KAMP MERKEZLERİ
KAMP MERKEZLERİ
Herkese selamlar,
Bir önceki yazımdan beri, çok uzun bir süre oldu, ancak gerçekten hem yurtiçi hem de yurtdışı sezon yoğunluğundan dolayı vakit bulmak zor oluyor. Geçtiğimiz süreçte, Avrupa Olimpiyat Elemeleri’nin iptali de oldukça üzdü bizleri, ancak Rio’ya 2 bilet almak ve ETTU finali görmek ülkemiz adına gayet iyi gelişmeler oldu diyebilirim.
Bu yazımda, Avrupa’da hemen hemen her ülkenin oluşturmaya başladığı Ulusal Kamp Merkezleri üzerine bazı değerlendirmeler ve düşüncelerimi dile getirmeye çalışacağım.
Masa tenisinde Çin’in egemenliği hepimizin malumu, deyimi yerindeyse ortalığın tozunu atan Çin, bunu yoğun antremanlara, çok fazla çalışmaya borçlu diyebiliriz. Bu çalışmayı sağlayabilmek için gerekli şartların sunulması ise bu işin ilk aşaması. Çin, bunu sağlayabilmek için, muazzam antreman salonları yapıyor ve bu salonlara kaliteli malzeme sunarak, standartları yüksek bir çalışma alanı sunuyor. Nitelikli bir salonda, nitelikli antrenörlerle, çok yoğun tempoda çalışan sporcuların başarısı da kaçınılmaz bir durum oluyor.
Avrupa ise, ETTU’nun da üye federasyonlarla birlikte geliştirdiği programlar ile Çin’le aradaki farkın giderilebilmesi için olağan gücüyle çalışıyor. Ancak şöyle bir durum var, masa tenisi, Avrupa’daki birçok ülkede, Çin kadar popüler değil. Dolayısıyla, finansman bulmak, bu çalışmaların yapılması için gerekli şartları sunmak ve geçen senelere oranla özellikle bu kadar uzun süreli antremanları göze alabilecek sporcular bulmak, gerçekten Avrupa ülkeleri için oldukça zor bir durum.
Yine de, özellikle son 4-5 yıldır Avrupa ülkeleri, işin temeline inerek, ülke için yıllarca hizmet edebilecek ve sporcularının gereksinim duyduğu kamp merkezleri inşa ediyor. Bu furyaya en son Slovakya da dâhil oldu. Bu kamp merkezlerinde, yemekhane, otel gibi önemli ihtiyaçların karşılanacağı yerler de var, kondisyon antrenmanları için özel bir alan da, hatta bütçe yeterli ise, projeksiyonlu bir özel eğitim odası da mevcut. Otel, yabancı misafirlerin konaklayabilmesi için de belirli ücret karşılığında iyi standartlarda hizmet veriyor.
Bu donanımlı merkezi oluşturan ülkeler, kamp merkezlerinde de Çinli antrenörler ve ülkenin en seçkin antrenörlerini Federasyon, bu merkezde çalıştırıyor. Tabi ki, altyapı sporcuları da bu merkezlerde hem eğitim, hem de spor yaşantısını sürecek şekilde, sene boyunca bu kamp merkezlerinde oluyorlar. Ayrıca, bu kamp merkezleri hem kendi ekonomik döngüsünü gerçekleştirebilmek için, hem de daha popüler ve kaliteli bir spor üssü olabilmek için, yabancı sporcuların da katılımıyla sık sık uluslar arası kamplara ev sahipliği yapıyor. Bu kampları cazip kılabilmek için de, nitelikli sporcular davet edilip, uygun fiyatlar öneriliyor.
Bu, birçok açıdan avantajlı bir durum yaratıyor. Öncelikle, sporcunuzu Çin’e gönderip, çok ciddi maddi yükün altına girmiyorsunuz. İkinci olarak, sporcunuzun en büyük rakipleri ile kendi ülkesinde antrenman yapması ve onu daha yakından tanıması gibi büyük bir şansı, çok rahatça elde ediyorsunuz. Üçüncü olarak, rakip ülkelerle iletişim ve ilişkileri geliştiriyorsunuz. Ayrıca, misafirlerinizin konaklaması, tesisin ekonomik olarak elinin biraz daha rahatlamasını da sağlıyor. Bir diğer avantaj, Milli sporcularınız daima birlikte olduğu için, güçlü bir takım ruhu inşa etmek kolaylaşıyor ve Milli sporcular & antrenörler, profesyonel olduklarını hissedip, bu işe çok daha iyi motive oluyorlar.
Bunun kanıtı olan bir yer gösterir misiniz derseniz, cevabım da PORTEKİZ. Portekiz Federasyon Başkanı Pedro Moura, inanılmaz aktif ve enerjik bir spor adamı. Ülkelerindeki kamp merkezinde sürekli olarak bir faaliyet, bir etkinlik düzenleyen ve bunlarda sık sık uluslar arası ölçekte önemli isimleri ağırlayan Portekiz ekibiyle, oldukça güçlü bir iletişime de sahibiz. Pedro ve ekibi, sezon genelinde de kendi sporcularının gelişimini çok verimli bir şekilde sağlıyor, şu anda da Portekiz’in, Avrupa’nın en iyi yerlerinde olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ülke olarak, sporcuların eğitimlerini sporla bir arada götürmemize izin verecek kadar güzel bir eğitim sistemimiz olmasa da, bizim de masa tenisinde daha yukarılara oynamak için böyle bir kamp merkezimiz olması gerektiği fikrine katılmaktayım. Türkiye, hem coğrafi konumu, hem ülkelerle ikili ilişkileri, hem de Federasyon bütçesi ile bu tarz bir kamp merkezi için çok uygun bir yer. Ayrıca, masa tenisi ülkemiz insanı tarafından çok sevilmekte ve altyapıdan gelen birçok veli, önceki yıllara göre, çocuklarının bu işte profesyonel olabilmesi için tüm desteğini ortaya koymaya hazır.
Bir – iki yıl önce böyle bir projenin niyetine Yalova’da girildiğini duymuştum, ancak sonradan maalesef gerçeğe dönüşmedi. TMTF’nin hedefleri arasına bu projenin de dâhil edilmesi camiamıza, sporumuza büyük bir hizmet olacaktır. Diğer ülkelerle aramızdaki makas açılmadan, benzer projelerin uygulanması, ülkemize çok başarılı geri dönüşler yapacaktır, buna yürekten inanıyorum. Türkiye Voleybol Federasyonu, böyle bir merkez ile ülkemizi dünya çapında bir niteliğe kavuşturdu. TMTF de, nitelikli altyapı sporcularının sayı olarak fazla olduğu pilot iller belirlemeli, bu illerde bu çalışmalara ağırlık vermeli (Yalova, Amasya, Ankara, Batman vb. iller)
Son olarak ta, Bursa Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’ne, ETTU Kupası maçı için bol şans diliyorum, ETTU Kupası’nın 2. Kez ülkemize geleceğine inancım tam. Fethiye Spor Salonu’nda bu tarihi ana tanıklık etmek için, sizleri de salonda görmek isterim.
Samet