02-08-2015 SAMET POLAT

Herkese selamlar,

                Yazıma öncelikle Avrupa Üçüncülüğü ’ne uzanan Genç Kızlar milli takımımızı tebrik ederek başlıyorum. Masa tenisinde başarının ne denli zor geldiğini herkes bilir, o yüzden çok önemli bir başarı olduğunu düşünüyorum. Keşke ferdilerde bir derece ile bunu pekiştirebilseydik, ama bu madalya bile bizim için çok önemli bir başarı.

                Ayrıca, “Binde Bir” yazıma ek olarak şunu da belirtmek istiyorum, biliyorsunuz eskiden Türkiye Kupası maçlarında önce takım maçları yapılır ve ardından ferdi&çift maçlara geçilirdi. Bu sene takımlar maçları için yapılan yeni formatın, kulüp yöneticileri tarafından olumsuz karşılandığı ifade ediliyor. Kulüpler, sadece birkaç takımın kendi arasında rekabet etmesinin, kendilerine şans dahi verilmediği anlamına geldiğini düşünerek, bu durumdan hoşnut olmadıklarını dile getiriyorlar. Ayrıca, kulüplerimiz, sporcularımızın da finansörü. Kulüpler bu durumdan dolayı sporculara turnuvaya katılmak için gerekli izin ve maddi desteği vermediler. Sporcularımızın katılımının daha yoğun olması için bu durumun, kulüp yöneticileriyle tekrar görüşülmesi yapıcı bir çözüm olacaktır. Alt liglerdeki gençlerimizin de Süper Lig seviyesindeki sporcularla rekabet etme şansı olması herkes için faydalı olacaktır, bunun rahatça sağlanabileceği en önemli yer de Türkiye Kupası müsabakaları diye düşünüyorum.

                Yazımın esas konusuna gelirsek, Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu milli takımı olarak gittiğimiz, İspanya’nın Barselona kentindeki, El Prat ilçesinde yapılan Paralimpik Açık Masa Tenisi Turnuvası’ndaki gözlemlerinden bahsedeceğim.

                Milli takımımız şu isimlerden oluşuyordu; Yağız ANIL(Yalova), Garip OLCAŞ(Yalova), Utku CABEROĞLU(Adana) , Gamze Nur DALGIÇ(İstanbul), Sümeyye ŞENTÜRK(İstanbul), Betül KAYA(Ankara), Tuğçe KAYA(Ankara), Antrenörler: Şenay YAMAN(Lüleburgaz) ve Samet POLAT(Kırklareli). Sporcularımızın kulüp antrenörleri Bayram Ali YILDIZ (Yağız&Garip), Tuncay BOZKURT(Utku),Mustafa KAYA (Tuğçe&Betül), Murat KIRBAÇ&Volkan KOPARAN(Sümeyye ve Gamze Nur) hocalarımıza emekleri için teşekkürlerimi bu yazı aracılığıyla sunuyorum.

                Öncelikle şu fark dikkat çekici, ITTF, Özel sporcularla ilgili sağlıklı bir sisteme sahip değil. ITTF, tüm zihinsel engelli bireyleri tek bir kategoride yarıştırıyor. İşin en garip yanı ise, bu özel sporcuların yarışma kategorisi “11. Class” olarak geçiyor. Bedensel engelli sporcularda uygulanan sistemdeyse, engel kategorileri 1. Classtan, 10. Class’a kadar numaralandırılıyor.  11. Class müsabakaları da Bedensel Engelli turnuvaların bir kategorisi olarak yapılıyor ve her açık Paralimpik turnuvada da 11. Class müsabakası olmamakta.

                Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu’nun sistemi ise daha iyi diyebilirim. Yönetime geldiği günden bugüne kadar sporcu sayısı, kulüp sayısı, turnuva sayılarını çok yüksek bir sayıya çıkaran, federasyon bütçesini çok iyi noktalara getiren ve her bir özel sporcu için her türlü imkânı seferber eden Birol AYDIN yönetimindeki federasyonumuzun ülke içi müsabakaları, Engel sınıfa göre Down Sendrom – Otizm ve Mental olarak üç ayrı kategoride yapılıyor.

                İspanya turnuvası, lisanslama turnuvası olarak ta geçiyor, yani, ITTF müsabakalarında yarışmak için bir takım testler uygulanıyor. Bu sınıflandırma esnasında, görevlilerin yönelttiği ve üzerinde en çok durduğu soru ise genellikle “Sporcunuz son 12 ay içerisinde, il içi, okullar arası, bölge şampiyonası, ülke şampiyonası vs. dâhil, kaç müsabakaya katıldı?” sorusuydu. Sporcularımızın turnuva katılım sayısı, hemen hemen bütün ülkelerden çok daha düşüktü.  Sadece sınıflandırma görevlileri değil, birçok ülkenin antrenörü bu soruyu özellikle bana sordular. Fransa Milli Takım oyuncuları “able-bodied” diye tabir edilen, normal şampiyonalar, ligler ve turnuvalarda oynadıklarını, hatta ligde iyi olduklarını dile getirdiler.

Maçlarda da deneyim ve maç tecrübesi eksikliğini çok hissettik. Çok hırslı, bütünleşmiş, takım ruhunu başarıyla sahiplenen oyunculara sahiptik, ancak kritik noktalarda o heyecanı bir türlü aşamadığımız için, bizden tecrübeli rakiplerimiz karşısında mağlup olduk.

                Masa tenisi, teknik yönü çok önem arz eden bir branş olduğu için, özel eğitim bilgisinin önemli olduğu, ancak bunun yanında teknik bilgili çalıştırıcıların ve üst düzeydeki teknik bilgiyi edinmiş sporcuların da sayısının artmasının gerektiği bir spor. Ülkemizde olumlu gelişmeler mevcut, ancak bu tempoyu arttırmak, çok güzel başarıların gelmesi için olmazsa olmaz. Bunun gerçekleşmesi, Teknik kurul olarak bizi çok mutlu edecek, bunun için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Bu sene Antalya’da 650 sporcu ile Bölge Şampiyonaları, ve 200’den fazla sporcu ile Türkiye Şampiyonası yaparak, bu yolda önemli bir hedefi de yakaladık. Ancak, rakiplerimizi yakalamak için sporcu ağımızı genişletmeli, ülke içinde de sıkı bir rekabet ortamı yaratmalı ve sporcularımızı üst seviye teknik bilgilerle donatmalıyız. Ayrıca, özel sporcularımız için bir lig kurma niyeti ve planımız da var. Sevgili antrenörlerimiz de özel sporcularla ilgili çalışmalarını arttırırsa, Birol Aydın gibi bir başkana sahip Federasyonun teknik üyeleri olarak her türlü desteğe, yardıma hazırız. Bu yazımla birçok değerli antrenöre erişebildiğimi düşündüğüm için bunu burda belirtmek istiyorum.

                Maç değerlendirmelerine devam edersem, Fransa Milli Takımı’nda Çin asıllı sporcu olması da çok şaşırtıcıydı, devşirme sporcu furyasının bu noktalara kadar gelmesi takdir edersiniz ki gerçekten enteresan. “Zhao Antoine” adlı oyuncu Fransa adına çok kritik maçları aldı ve bence turnuvadaki en teknik sporcuydu.

                Rakiplerimizin hemen hemen hepsinde şunu da gözlemledim, sporcular servis atma konusunda mükemmele yakın bir çizgideler, oldukça hızlılar ve hiçbir zaman sayıyı kolay kolay bırakmıyorlar, her topu bekliyorlar. Her topu bekleme ve hız konusundaki avantajın, çok antrenman ve müsabaka yapmaktan geldiğini düşünüyorum, ancak servis konusunda çok ciddi çalışıyorlar, maç öncesi ısınma dâhil.

                Turnuvada en çok dikkatimi çeken noktalardan biri de sporcuların bilişsel düzeylerinin beklenenden üst düzeyde olması. Rakip antrenörlerin verdiği taktiklerin yansımasını hemen masada gördük, ayrıca rakip sporcular havlu kullanımı dâhil oyun içindeki ince noktalardan dahi yararlanmakta. Bu noktada, aklıma eski Dünya Şampiyonu ismimiz Kürşat Çağlayan’ın neden ITTF tarafından 11. Class maçlarına alınmadığını anlayabilmiş değilim, ITTF görevlileri de net bir açıklama yapmıyor, ancak şu anda bu tarz durumların daha objektif değerlendirilmesi için, belirli kıstaslara dayalı bir test sistemi getirildiğini, biraz zor da olsa öğrenebildim.

                Turnuvayı organizasyon ve fiziki şartlar yönünden değerlendirirsek; spor salonu havalandırma yönünden oldukça yetersiz olsa da, engelliler için uygunluğu mükemmel düzeydeydi. Salona giriş-çıkış, tuvaletler, soyunma odaları, salonun yerleşimi vb. tüm yönleriyle çok beğendiğimi ifade etmeliyim. Sadece salon değil, spor kafilelerinin kaldığı yurtlar, otel ve otel-salon arası transfer için kullanılan araçlar dahi Türkiye’deki standartların çok üstündeydi. Ayrıca, 2 kız sporcumuz rahatsızlık geçirdi, bu noktada da ev sahibi İspanya’nın çok üst düzey ilgi ve alakasını da görmek bizim için mutlu edici oldu.

                Kendi adıma konuşmak gerekirse de, gerek kamp sürecinde, gerek turnuva süresince teknik ve taktik yönden sporcularımıza önemli katkılar sağladığımı düşünüyorum, ayrıca saha içi ve saha dışında da tercüme noktasında sıkıntı yaşamamamız kafilemiz için güzel bir durum oldu. :)

                Müsabakalar dışında, Barselona Başkonsolosluğumuza da çok teşekkür etmek istiyorum. Başkonsolosumuz Emir Salim Yüksel ve Konsolos Yardımcımız Cengiz bey başta olmak üzere tüm konsolosluk yetkilileri, sporcularımızla çok içten ilgilendiler, makamlarında bizi ağırladılar, özel araç tahsis edip Sagrada Familia ve Nou Camp gibi çok önemli yerleri sporcularımızın görmesini sağladılar, maçlarımızda tribünden desteklerini esirgemediler ve sporcularımız rahatsızlandığında, hastanede her türlü yardımlarını bizden esirgemediler. Belki de sporcularımızın ve bizim hayat boyunca unutmayacağımız turnuvadaki bu büyük destek, sporcularımızve bizler için çok kıymetliydi.

                Ayrıca Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Sn. Birol AYDIN’a, turnuvamız süresince bize eşlik eden idarecimiz ve Federasyon Asbaşkanımız Aydın KOÇ’a ve Özel Sporcular Spor Fed. İzmir İl Temsilcisi Levent ŞEN’e bize gerek kamp, gerek müsabakalar süresince gösterdikleri destek için çok teşekkür ediyorum. Sporcularımızın teknik-taktik gelişimini yakından takip eden, masa tenisine dair tüm bilgi birikimini sporcu ve antrenörlerimize aktaran Teknik Kurul Başkanımız Soner POLAT ve Özel Yıldızlarımıza (Yağız-Garip-Utku-Sümeyye-Gamze-Betül-Tuğçe) da emekleri için teşekkür ediyorum. Daha iyi, daha başarılı sonuçlara imza atmak dileğiyle…                                                                                                                                                                    

Samet

 

 


Bu yazı 904 defa okunmuştur.



SAMET POLAT Diğer Yazıları
reklam
reklam
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
reklam
Anketimize Katılın

Erkekler Süper Lig'de bu yıl kim şampiyon olacak?

İstanbul B.Ş. Belediyesi
Fenerbahçe
Beşiktaş
Yalova Belediyesi
Türk Telekom
diğer

reklam
__